İçeriğe geç

Kanıksamak ne demek TDK Sözlük ?

Kanıksamak Ne Demek? TDK Sözlük Tanımı ve Bilimsel Bir Bakış

Kanıksamak kelimesi, Türkçede sıkça kullandığımız ancak tam olarak ne anlama geldiğini çoğu zaman tam kavrayamadığımız bir terimdir. TDK’ye göre, kanıksamak bir şeyin alışkanlık haline gelmesi ya da bir durumu kabul etmek, bu duruma duyarsızlaşmak anlamına gelir. Ancak kelimenin derinliklerine indiğimizde, bu sözcüğün psikolojik, toplumsal ve dilsel boyutları da vardır. Kanıksamak, sadece dilde yer edinmiş bir kelime olmanın ötesinde, insanın düşünce ve davranış biçimlerini etkileyen önemli bir kavramdır.

Peki, kanıksamak kelimesi bizim hayatımızda nasıl bir rol oynar? Neden bazı şeyleri kanıksarız ve bazı şeyler bizde daha güçlü tepkiler uyandırır? Bu yazıda, kanıksamak kavramını hem TDK’nin tanımına sadık kalarak hem de bilimsel bir bakış açısıyla ele alacağız.

Kanıksamak Ne Demek? TDK Tanımı

Türk Dil Kurumu (TDK), kanıksamak kelimesini şu şekilde tanımlar: “Bir şeyin alışkanlık haline gelmesi, bir durumu sürekli olarak yaşamak ve bu duruma duyarsızlaşmak.” Bu tanım, kelimenin yüzeysel anlamını ortaya koyar, ancak kanıksamanın ardındaki psikolojik süreçleri anlamak için daha derinlemesine bir inceleme yapmamız gerekir.

Kanıksamak ve Psikolojik Duyarsızlaşma

Psikolojik açıdan baktığımızda, kanıksamak kelimesi çoğu zaman “duyarsızlaşma” ile ilişkilendirilir. İnsanlar, bir durumu veya olayı sıkça yaşadıklarında, bu durumun başlangıçtaki şok etkisini kaybetmeye başlarlar. Örneğin, sürekli olarak stresli bir iş ortamında çalışan biri, zamanla o stresle daha az tepki verir. Bu, beynin bir tür “adaptasyon” sürecidir.

Bir olay ya da durum, başta yoğun bir etki yaratabilirken, zamanla bu etki azalır. İnsanlar, “kanıksama” süreciyle birlikte bu tür olaylara karşı daha az duyarlı hale gelirler. Bu psikolojik adaptasyon, aslında hayatta kalma mekanizmamızın bir parçasıdır. Ancak, bu durum bazen duygusal körlük yaratabilir ve kişiyi daha fazla etkilenmemeye iter.

Toplumsal Boyutta Kanıksamak

Kanıksamak, yalnızca bireysel bir psikolojik durum değil, aynı zamanda toplumsal bir olgudur. Özellikle toplumsal değişimlerin hızla yaşandığı bir dünyada, bazı olaylar toplumlar tarafından hızlıca benimsenir ve kanıksanır. Özellikle medya ve sosyal medya, toplumsal olayların hızla algılanmasını ve kabul edilmesini sağlar. Örneğin, savaş, doğal afetler veya siyasi skandallar gibi olaylar başlangıçta büyük bir yankı uyandırırken, zamanla bu tür haberler insanlar tarafından daha az tepkiyle karşılanır.

Bu toplumsal kanıksama, aynı zamanda kolektif hafızanın da bir parçasıdır. Toplumlar, zorlayıcı ya da travmatik olayları zamanla daha az duyarlı bir şekilde kabul etmeye başlarlar. Bu durum, bireylerin ve toplumların psikolojik dayanıklılıklarını artırabilirken, aynı zamanda toplumsal bağların zayıflamasına yol açabilir.

Kanıksamak ve Dil

Dil de kanıksamanın önemli bir aracı olabilir. İnsanlar, sıkça karşılaştıkları kelimeleri ve ifadeleri zamanla daha az sorgular hale gelirler. Kanıksamak kelimesi bile, bazen duyarsızlaşma ve alışkanlıklarla ilişkilendirilen bir kavram olabilir. Ancak dilin evrimiyle birlikte, kelimeler ve anlamları da sürekli olarak değişir. Kanıksamak, dilsel olarak bir durumu kabul etmek veya alışkanlık haline getirmek olarak tanımlansa da, bu kelimenin toplumsal bağlamda çok farklı anlamları da olabilir.

Bilimsel Veriler ve Kanıksamanın Etkileri

Bilimsel araştırmalar, kanıksamanın psikolojik ve toplumsal etkilerini ortaya koymuştur. Örneğin, bir çalışmada, sık sık travmatik deneyimlere maruz kalan bireylerin, bu tür olaylara karşı daha az duygusal tepki verdiği bulunmuştur. Bu da kanıksamanın, insanları duygusal olarak daha dayanıklı hale getirdiğini ancak aynı zamanda empati eksikliklerine de yol açabileceğini göstermektedir.

Kanıksamanın toplumsal düzeydeki etkileri de oldukça belirgindir. Toplumlar, sürekli olarak maruz kaldıkları olaylara duyarsızlaşabilir ve bu durum, toplumsal değişimlerin önündeki engelleri oluşturabilir. Örneğin, uzun süre devam eden bir ekonomik kriz, toplumu bu duruma karşı daha duyarsız hale getirebilir.

Sonuç: Kanıksamak, Gerçekten Ne Kadar İyi?

Kanıksamak, psikolojik ve toplumsal bir savunma mekanizması olabilir. Ancak bu mekanizma, aynı zamanda bireylerin duygusal bağlarını zayıflatabilir ve toplumsal değişimlerin önünü tıkayabilir. O zaman şöyle bir soru akla geliyor: Sürekli olarak kanıksadığımız şeyler, bir gün bizi bir noktada duygusal ve toplumsal açıdan tükenmiş bırakabilir mi?

Bu sorunun cevabı kişisel deneyimlere ve toplumsal bağlamlara göre değişebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, her durumun ve olayın kendine özgü etkileri vardır ve bir olayın kanıksanması, her zaman sağlıklı bir adaptasyon biçimi olmayabilir.

Kanıksamak konusuna dair düşüncelerinizi paylaşmak ister misiniz? Başka hangi durumlar sizce kanıksama yoluyla alışkanlık haline gelir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort megapari-tr.com deneme bonusu
Sitemap
prop money